Tarihin hızla yıktığı ve yaptığı bir devrin kahramanlarıydı onlar.
Rüzgârlarla sürüklendiler. Anaforlara yakalandılar. Girdaplara battılar. Ama, bu arada hep canlarını değil, gemilerini yüzdürmeyi düşündüler.
O gemi, “Vatan”dı.
İşte, bu yüzden romanı kare kare, âdeta bir senaryo gibi yazmayı denedim.
İstedim ki, hikâye su gibi aksın.
Başarabildim mi?
Kararı siz vereceksiniz.
Bu kitabı; kaleme yön veren his dünyama, duygusallığıma, hattâ bir yerde günün gerçeklerinden tarihe sığınışıma, âdeta gömülüşüme borçluyum.
Roman, Osmanlı Türkü’nün, XIX. yüzyılın sonunda ve XX. yüzyılın başındaki dramını yansıtmaya çalışıyor. İç ve dış olayların, çekişmelerin, kavgaların çekiçle örs arasında hırpaladığı Osmanlı Türkü’nün “Bu devlet nasıl kurtarılabilir?” mücadelesini resmetmek istedim.
Ülkemi ve insanımı çok seviyorum. Geleceğine inanıyorum.
Bu romanla “tarihi, geleceği inşa için” kullanabilir miyim diye düşündüm.
Karalama tarihle bir yere varılamaz.
Hele mazisini, bugünkü siyasi çekişmelerinde “cephane” yapanların, kendilerinin ve ülkelerinin geleceğine ne katkısı olabilir?
….
Yararlı olması dileğiyle…. (Mim Kemâl ÖKE)
Yayınevi: İrfan Yayınları